Katma Değer Vergisinde (KDV) Müteselsil Sorumluluk Nedir?

Mükellefler ve insanlar, Katma Değer Vergisinde (KDV) müteselsil sorumluluğun (silsile halinde ortak sorumluluk) ne olduğu, hangi durumlarda ortaya çıktığı, uygulamanın nasıl olduğu, hangi durumlarda uygulanacağını ve hangi durumlarda uygulanmayacağı konularını merak ediyor. Bu makalede bu hususları örneklerle birlikte izah edeceğiz.

KDV’de Müteselsil Sorumluluk Nedir?

213 Sayılı VUK’nun 11’nci maddesi Vergi Kesenlerin Sorumluluğu başlıklı maddenin 3.ncü fıkrasında düzenlenmiştir:

Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarında doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludurlar. 

Ancak üçüncü fıkrada belirtilen müteselsilen sorumluluk mal üreten çiftçiler ile nihai tüketiciler için söz konusu değildir.

Bu hükümle kanun koyucu, vergi güvenliğini sağlamak, vergi gelirlerinin daha rahat ve hızla olarak hazineye intikal etmesini amaçlamaktır.

KDV’de Müteselsil Sorumluluk Uygulaması

Müteselsil sorumluluğun yasal dayanağı

213 Sayılı VUK’nun 11’nci maddesi ile Maliye  Bakanlığı’na Müteselsil sorumluluğun şartları, sınırları ve bu konuya ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi verilmiştir. Yapılan düzenleme ile mal ve hizmet tesliminde mükellefin daha önceki safhalarda KDV’nin Hazine’ye intikal ettirilmemiş olması sebebiyle müteselsil sorumluluk uygulamasına muhatap olabilmesinin usulü belirlenmiştir.

Bakanlık bu yetki çerçevesinde 3065 sayılı KDV Kanununun uygulaması ile ilgili olarak KDV Genel Uygulama Tebliği yayınlamıştır. Bu genel tebliğde müteselsil sorumluluk konusu “işleme doğrudan taraf olanlar” ve “işleme doğrudan taraf olmayanlar” olarak belirlenmiştir. Alıcıların alt firmalarının Katma Değer Vergisi ödemelerini aksatmasından dolayı, müteselsil sorumlu tutulması yerine, belli şartları yerine getirmeleri halinde sorumluluktan kurtulma imkanı sağlamaktadır.

Müteselsil sorumluluktan kurtulma koşulları

Bu tebliğe göre Alıcılar satın aldıkları mal veya hizmetin Katma Değer Vergisi dahil bedelinin aşağıdaki şekilde ödemeleri şartıyla, müteselsil KDV sorumluluğundan kurtulabileceklerdir.

– 5411 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar vasıtasıyla ödemeleri ve bankaya yapılacak ödeme sırasında düzenlenecek belgede satıcının (veya adına hareket edenlerin) adı-soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile bankadaki hesap numarasını ve vergi kimlik numarasını doğru olarak yazdırmaları, halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmazlar.

Ödemenin çekle yapılmış olması halinde çekin Türk Ticaret Kanununun 785 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında düzenlenmiş olması,

Ödemenin kredi kartı (iade talebinde bulunan kişi veya kuruma ait), tapu devri, kamu kurum ve kuruluşları aracılığıyla (ön ödeme avansı şeklinde kamu kurum ve kuruluşlarının veznesine ödeme gibi) yapılması,

Ödemenin PTT yoluyla yapılması halinde, ödeme sırasında düzenlenecek belgenin ibrazı (satıcının veya adına hareket edenlerin adı- soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile banka hesap numarası ve vergi kimlik numarası doğru olarak yazdırılmak kaydıyla) halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmazlar.

Bu çerçevede herhangi bir hesaba bağlı olmaksızın, örneğin kasadan ödeme yapılması şeklinde gönderilen havaleler sorumluluğu kaldırmaz. Ayrıca dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri gibi ihracata aracılık eden mükelleflerin bu uygulamadan yararlanabilmeleri için ihracatına aracılık ettikleri mükelleflerin de ödemelerini yukarıda belirtilen şekilde tevsik etmeleri gerekir.

Ancak alıcı ile satıcı arasında muvazaaya dayanan bir işlem yapıldığının veya menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma Şeklinde dolaylı bir ilişkinin bulunduğunun vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarla tespit edilmesi halinde ödeme yukarıdaki şekilde tevsik edilmiş olsa bile müteselsil sorumluluk kalkmaz.

Tebliğinin yönlendirmesinden de anlaşılacağı üzere ödemelerin tevsiki çok önemlidir. Fatura ve fatura yerine geçen belgeleri düzenleyen satıcılara tüm ödemelerin, mal veya hizmeti alanın (Alıcı) banka hesabından, mal veya hizmeti satanın (Satıcı) banka hesabına havale yapılması ve dekonta satıcının vergi kimlik numarasının yazılması gerekmektedir. Alıcının kasasından, satıcının banka hesabına yapılan havaleler geçerli değildir. Ödemeler tebliğde açıklanan şekilde yapılmış olsa bile, alt firmadaki KDV aksaması konusunda, alıcının menfaat ilişkisinin bulunduğu iddia ve ispat edildiğinde, müteselsilen KDV sorumluluğu ortadan kalkmayacaktır. Müteselsil KDV’de sorumluluktan kurtulabilmek için ödemeler kadar malın nakliyesi, tartı fişi, depolanması ve miktar tutar dengesi de önemlidir.

Müteselsil sorumlulukta işleme doğrudan taraf olanlar ve olmayanlar

İşleme taraf olanlardan kasıt, malı satan ve alan, hizmet ifa eden ve hizmetten yararlanandır. İşleme taraf olanlar arasında müteselsil sorumluluk, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV ile sınırlıdır. KDV hazineye intikal etmezse malı ve hizmeti satın alandan tahsil edilecektir.

Müteselsil sorumluluğun uygulanmayacağı haller 

3065 sayılı Kanunun 17.nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan kuruluşlar ile sermayelerinin (% 51) veya daha fazlası söz konusu kurum ve kuruluşlara ait iktisadi işletmelerden mal ve hizmet almış olsalar bile, ödemenin nasıl ve ne şekilde yapıldığına bakılmaksızın, bu alımları ile ilgili olarak KDV’sinden müteselsil sorumlu tutulmayacaklardır.

 Kanunun 17.nci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlar şunlardır.

  • Genel ve katma bütçeli idareler,
  • İl özel idareleri,
  • Belediyeler,
  • Köyler,
  • Bunların teşkil ettiği birlikler,
  • Üniversiteler,
  • Döner sermayeli kuruluşlar,
  • Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşlar,
  • Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
  • Siyasi partiler,
  • Sendikalar,
  • Kanunla kurulmuş veya tüzel kişiliği bulunan emekli ve yardım sandıkları,
  • Kamu menfaatine yaralı dernekler,
  • Bakanlar Kurulu’nca vergi muafiyeti tanınmış olan vakıflar,

Örnek:

Katma Değer Vergisi müteselsil sorumluluk uygulama örneği aşağıdaki gibidir.

Alıcı B,  Satıcı A’dan  Mal bedeli 1.000.000.-TL, KDV’si 180.000.-TL, Toplam  1.180.000.-TL değerinde ticari mal satın almış ve fatura bedelini kasadan nakit olarak ödemiştir. Alıcı B bu dönemde 100.000.-TL sı ödenmesi gereken KDV’si beyan etmesine rağmen ödemesini yapmamıştır. Satıcı A’nın yapılan vergi incelemesi sonucu alışlarında muhteviyatı itibarı yanıltıcı belge kullandığı tespit edilmiş olup, 500.000-TL sı da hazineye intikal etmeyen KDV’si mevcuttur.

Alıcı C, Satıcı B’den  Mal bedeli 1.500.000-TL, KDV’si 270.000-TL, Toplam 1.770.000-TL değerinde ticari mal satın almış ve fatura bedeli Alıcı C’nin bankasından satıcı B’nin bankasına havale yapılarak ödenmiştir. Alıcı C bu dönemde 250.000-TL sı ödenmesi gereken KDV’si beyan etmiş ve tahakkuk eden KDV’sini yasal süresi içinde ödenmiştir.

Alıcı D, Satıcı C’den  Mal bedeli 2.000.000-TL, KDV’si 360.000-TL, Toplam      2.360.000- TL değerinde ticari mal satın almış ve fatura bedelini Alıcı D satıcı C’ye namına çek keşide ederek ödenmiştir.

Vergi inceleme raporunda A,B,C firmalarının ortaklarının ayni kişilerden olduğu ve aralarında menfaat ilişkisi bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda firmaların KDV’si yönünden müteselsil sorumlulukları şöyledir.

-A Firması: Katma Değer Vergisinin hazineye intikal etmesini aksatmaktadır. Müteselsil sorumluluk öncelikle bu firmadan aranacaktır. Çünkü muhteviyatı itibarıyla sahte ve yanıltıcı belge kullandığı raporla tespit edilmiştir.

 -B Firması: Bu firmada müteselsil sorumluluk iki evreden oluşmaktadır. Birincisi Katma Değer Vergisi dahil fatura bedelini satıcı A ya tebliğ hükümlerine göre ödemediğinden  dolayı işlem bedeli üzerinden hesaplanan 180.000- TL’sı olan KDV’sinden alım ve satıma taraf olmakla. İkinci müteselsil sorumluluğu ise alım satıma taraf olmakla birlikte, her iki firma ortaklarının ayni kişilerden oluşması, aralarında sermaye ve organizasyon ilişkisinin olduğu vergi inceleme raporu ile tespit edildiği için, Satıcı A’nın hazineye intikalini aksattığı 500.000- TL’ sından  müteselsilen sorumlu tutulacaktır.

-C Firması:  B firmasından almış bulunduğu mal ve hizmet için ödemesini tebliğ hükümlerine göre yapmış olmasına rağmen, A firmasının hazineye intikal ettirmediği 500.000- TL sından, B firmasının ödemediği 100.000- TL sından müteselsilen sorumlu olacaktır. Çünkü C firmasının ortakları A ve B firmasının ortakları ayni olup, aralarında sermaye ve organizasyon ilişkisinin olduğu vergi inceleme raporu ile tespit edilmiştir.

-D Firması:    A ve B firmaları ile alım ve satıma taraf olmadığı gibi, aralarında sermaye ve organizasyon ilişkisi de yoktur. A ve B firmalarının hazineye intikal ettirmediği KDV’sinden müteselsil sorumlu tutulmayacaktır.

Uygulama

Müteselsil sorumluluk uygulaması aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde yerine getirilir:

1. Vergi öncelikle mükelleften aranır.

2. Müteselsil sorumluluk satın alınan mal ve hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV, varsa gecikme faizi ve gecikme zammı ile sınırlıdır. Cezalar sorumluluk kapsamı dışındadır.

3. Mükellef tarafından beyan edilen ancak, ödenmeyen vergi ile ilgili olarak;

– Mükellefe, bilinen adreslerinde bulunamadığından ödeme emri tebliğ edilememiş olması veya

– Kendisine ödeme emri tebliğ edilen mükellefin mal beyanında bulunmamış, vergi dairesince de malı tespit olunamamış veya beyan edilen veya vergi dairesince tespit olunan malların amme alacağını karşılamayacağının anlaşılmış olması,

hallerinde vergi aslı, varsa gecikme faizi ve gecikme zammı için mükellef dışındaki müteselsil sorumlu nezdinde ödeme emri ile takibe başlanır.

–  Mükellef tarafından noksan beyan edilen veya hiç beyan edilmeyen vergi için yapılacak tarhiyat üzerine tahsil edilebilir hale gelen vergi ve gecikme faizi, yukarıda belirtilen şartlara göre müteselsil sorumlu nezdinde ödeme emri ile takibe alınır.

Sonuç

Bu düzenlemeler ile Katma Değer Vergisi Kanunun’da bir vergi güvenlik müessesesi oluşturulmuştur. Bu çerçevede müteselsil sorumluluğun sınırları belirgin hale gelmiştir. Ayrıca vergi cezaları kapsam dışıdır. Uygulama şekli ise; öncelikle asıl borçludan vergi alacağının tahsili için girişimde bulunulması ve tahsil imkanının kalmadığı­nın saptanması halinde müteselsil sorumlu tutulan nezdinde ödeme emri düzenlenerek takibata geçilmesi şeklindedir. Alım satım zincirinde yer alan üçüncü bir kişi­nin, tahsil edilen katma değer vergisinin hazineye intikal ettirilmemesinden dolayı sırf alım satım zincirinde yer alması müteselsilen sorumlu tutulması, vergi kanunlarına ve hakkaniyete uygun düşmez. Ancak, daha alt kademedeki alıcının, Hazineye intikal ettirilmeyen katma değer vergisiyle bir ilgisinin olduğu, inceleme raporuyla açıkça ortaya konduğu takdirde, bu alıcının da müteselsilen sorumlu tutulması mümkündür. Bu ilgi, doğrudan menfaat sağlayan bir ilişki olabileceği gibi, hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolayIı bir ilişki de olabilir. Düzenlemeler ile iyi niyetli mükellefler korunmak istenmiştir. İyi niyetli mükellefler müteselsil KDV sorumluluğundan kurtulmak için mal ve hizmet alım bedellerini tebliğde belirtilen ödeme şekillerini seçerek yapmalıdır.

Tags: